Gizemli Gelin / Samantha James

Tarihi aşk romanları kitaplarını okuyanlar bilirler, genellikle çiftlerimiz İskoç – İngiliz ya da İrlandalı – İngiliz şeklindedir. 

İlk defa İskoç ve İrlandalı çiftin aynı roman içerisinde yer alması kitap için farklı bir dokunuş oldu. Çünkü birbirine bu kadar yakın olup ancak bu kadar uzak iki karakterin (ırkın) bir romanda olması, savaşçı İskoçları ve pagan İrlandalıları aynı kitapta okumak güzeldi.

Kitabın konusuna kısaca değinirsek; McDonough (İrlandalı) topraklarına bereket getiren Işık Çemberi, iki yüzyıl önce korsan Kara İskoç tarafından çalınmıştır. Işık Çemberinin topraklarından çalınmasından sonra Klanın toprakları bereketsizleşmiş ve klan liderleri belirsiz nedenlerle ölmüşlerdir.

Leydi Maura O’Donnell, iki yüzyıl önce Işık Çemberi'nin çalındığı günde ölen babasına Çemberi topraklarına geri getireceğine dair söz verir. Maura, Kara İskoç’un soyundan olan ancak bunu kendisinin dahi bilmediği Gleneden Dükü Alec McBride ile tesadüfi bir karşılaşma planlar. Işık Çemberi’ni aramak üzere Gleneden topraklarına gelebilmek amacı ile Maura, Dükü kendisi ile evlenmek zorunda bırakır.

Maura bir yandan Dükten etkilenmemeye çalışırken diğer yandan Işık Çemberini aramaktadır. Dük ise, düğün gecesini bile hatırlamadığı bu gizemli İrlandalı karısını çözmeye çalışmaktadır. 

Kitabın, dili yalın ve sürükleyici. Başladığınızda kısa sürede sizi bağlıyor ve elinizden bırakamıyorsunuz. Özellikle Dük’ün Maura’ya İrlandalı, Maura’nın Dük’e İskoç diye seslenmeleri kitabın güzel nüanslarındna biri olmuş.

Savaşçı İskoçlar ile büyüye, paganizme inanan İrlandalı karışımı bu aşk hikayesi okunması keyifli ve farklı tatda bir kitap diyebilirim.

ALINTILAR

Aşağıdaki saat gece yarısını vurdu.

Artık bugünle ilgili neyin farklı olduğunu anlamıştı. Babası, McDonough Kontu, McDonough Klanı'nın efendisi, tam da Kara İskoç'un Çemberi çaldığı gün ölmüştü.

İki yüz yıl önce Çember'i çaldığı günde. (s.21)

Giydiği kıyafetlerin çok doğru birer seçim olduklarını düşündü. Yere çakılmış gibi kıpırdamadan durdu, gözünü bile kırpmadan onu, kendisine doğru yaklaşırken izledi.

Karşı karşıya geldiler.

Yüz yüze.

Korsana karşı korsan. (s.36)