Doğuştan Çapkın / Susan Elizabeth Phillips - Chicago Stars Serisi 7

Bu kitabı üç nedenden dolayı çok okumak istiyordum. Birincisi kitabın arkasındaki tanıtım yazısının çok ilgimi çekmiş olması, ikincisi yazarın tarzını seviyor olmam ve üçüncüsü de Chicago Stars serisi bu tür kitaplar içerisinde en beğendiğim seri olmuş olması idi.

Açıkçası, beklediğimden çok daha iyi bir kitap ile karşılaştım. İlk sayfalardaki nükteli diyaloglar özellikle Blue ve Dean arasındaki konuşmaları / atışmaları okumak keyifli idi (en beğendiğim birkaç kısmı alıntı olarak paylaştım, okurken gülümsemeniz yüzünüzden eksik olmuyor).
Bana göre yazar kitaptaki karakterler çok güzel tanımlanmış. Okurken gözünüzden kolay canlanabiliyor bu sebeple de kitap sizi daha kolay kendine bağlayabiliyor. Kitabın yarısına doğru Nita karakteri ile eğlenceli diyaloglara bir yenisinin eklenmesi de ayrı bir güzellik olduğunu söyleyebilirim. Çünkü kitabın belirli bir yerinden  sonra Blue ve Dean arasında duygusallık başladığında eğlenceli diyalog eksikliğini güzel tamamlamış oldu.
Serinin bana göre en güzel kitaplarından biri. Aşk hikayesi yanında aile, çocuk ilişkilerine dair güzel noktalara değinilmiş. Yazar, ünlülerin yaşamlarının ailesel sorunlarını hem anne – baba hem de çocuk tarafından güzel betimlemiş. Bu noktada da salt eğlenceli bir aşk kitabından ayrılmış diyebiliriz.

Biraz konusuna değinirsek; Chicago Stars'ın oyun kurucusu Dean Robillard, hem sakatladığı omzunun iyileşmesi hem de çiftlik evinin dekorasyonunu yapan Susan O'Hara'yı denetlemek için Colorado'ya doğru yola çıkmıştır (çünkü dekoratörüne ulaşamamaktadır). Arabası ile yolda giderken kunduz kıyafeti giyen bir kadına rastlar. Bu kadın onun ilgisini çekmiştir bu sebeple yardım teklif eder. Aktivist bir annenin kızı olan Blue Bailey resim yaparak para kazanan biridir ve beş parasız kalmıştır. Çeşitli olaylar sonrasında Dean, Blue ile çiftliğe gelir ve ancak her şeyin  beklediği gibi olmadığını anlamaya başlar. 
Susan O’Hara aslında hiç görüşmek istemediği annesidir, tam onun varlığına zar sor alışmışken çiftliğe 11 yaşındaki üvey kız kardeşi ve asla affetmeyeceğini söylediği rock yıldızı babası Jack gelir. Dean'in sakin bir çiftlik hayatı ile hem iyileşmek hem de sezonu bekleme planları hayal olmuştur.
Kitap kesinlikle sürükleyici, başladıktan sonra elinizden bırakamıyorsunuz. 

Kitap ile ilgili tek eksi noktam kapağının konu ile alakalı olmamış olmasıdır. Ancak gene de kapak tasarımının dikkat çekici olduğunu söyleyebilirim.

ALINTILAR

"Bir aktör," dedi kadın, hırlar gibi. "Şansa bak!"

"Sana aktör olduğumu düşündüren nedir?"

"Kız arkadaşımdan bile daha güzelsin."

"Bu bir lanet."

"Mahcup bile olmadın mı?"

"İnsan kendisiyle ilgili bazı şeyleri kabullenmeyi bilmelidir."

"Tanrım..." Kadın tiksintiyle homurdandı.

"Adım Heath," dedi Dean, kadın adımlarını hızlandırırken. "Heath Champion."

"Kulağa uydurma geliyor."

Öyleydi ama kadının kastettiği şekilde değil.

"Silaha neden ihtiyacın var?" diye sordu Dean.

"Eski sevgilimi öldüreceğim."

"Elbiselerini seçen o mu?" (s.8)

"Ah Hanımefendi. Yardıma ihtiyacınız var mı?"

Kunduzun patileri yavaşlamadı bile. "Silahın var mı?"

"Yanımda değil."

"O zaman işime yaramazsın."

Kunduz yürümeye devam etti. (s.8)

Kadın yanağına düşen terli bir bukleyi patisiyle kenara çekmeye çalışırken neredeyse gözünü çıkarıyordu. 

"Beni götürebilirsin."

"Döşemelerimi kemirecek misin?" 8s.9)

" ... Çok ama çok güçlü bir kadın olan annem bana zamanımızı bize benzemedikleri veya istediğimiz şekilde davranmadıkları için başkalarını eleştirerek geçirirsek hayatta sıra dışı şeyler başaramayacağımızı öğretti." (s.142)

"İnsanların kendileriyle ilgili doğru olanlara odaklanması gerek. Sadece yanlıları ve yaptığın hataları düşünürsen hareket edemezsin. Kafanı bir sürü çöple -yani kendinle ilgili sevmediğin şeylerle- mi dolduracaksın yoksa kimliğinle gurur mu duyacaksın?" (s.165)

"Uçurum. Aramızdaki uçurumu unutuyorsun. Hatırlasana! Sen son derece yakışıklı ve işe yaramazsın. Ben akıllı ve çalışkanım."

"Buna kimya denir." (s.215)