Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korku Stefan Zweig

Resim
Zweig'in, Amok Koşucusu, Bir Kadının Yirmi Dört Saati öykülerinde bize tattırdığı “tutku”ya bu kitabı ile yeni bir duygu ekliyor. "Korku" Her kitabında insanların zaaflarını, duygularını, yanılgı ve isteklerini en gerçekçi şekilde anlatan yazar bu öyküsünde de korkuyu yaşamımıza sokuyor. Kitap nerede ise insanın en temel duygusu olan korkunun psikolojik tahlili gibi. Kitabı okumamış arkadaşlar bundan sonra devam etmemelerini rica ederim.  Spoiler içerir.  Ama sonuçta polisiye olmadığı için devam ederseniz de siz katili söylemez.. Kitap, zengin ve başarılı bir avukat (Fritz) ile evli, iki çocuğu ve mutlu bir burjuva yaşamı olan Irene’nin genç piyanist Eduard ile yaşadığı yasak aşkı anlatarak başlıyor. Ancak bu aşkta tutku yerine gündelik yaşamından sıkılan Irene’nin yeni bir şey bulmasının heyecanı var sadece. Bir gün aşığından ayrılırken aniden karşısına bir kadın çıkarak şantaj yapmaya başlıyor ve sonrasında şantajlarına devam ediyor

Maymunlar Gezegeni & Pierre Boulle

Resim
Pierre Boulle’un Maymunlar Gezegeni kitabını ne yazık ki 1968 yılında filme alınan “Maymunlar Cehennemi”(Planet of the Apes)’i seyrettikten sonra keşfettim. İlk önce şunu belirtmek isterim ki; kitabı olsun filmi olsun ikisi de insana ayrı bir keyif veriyor. Filminin devam serileri çekilerek hikaye genişletilmekle birlikte kitabın ve ilk filmin yerini hiç bir şey alamaz diye düşünüyorum. Kitaba geçmeden önce film ile ilgili kısa bir şey söylemek istiyorum, baş rol oyuncusu Charlton Heston’un Özgürlük Heykeli’nin göründüğü final sahnesi halen unutamadığım sahnelerinden biridir (bu arada kitap ve film arasında kurguda ciddi farklılıklar var onu da belirtmek isterim). http://www.imdb.com/title/tt0063442/?ref_=fn_al_tt_2 ***** Bundan sonrası Spoiler içerir ***** Kitaptan söz edersek, konu iki kişinin uzayda buldukları notları okumaları ile başlıyor. Kitabın finalinde bu iki kişinin şempanze olduğunu öğrenmemiz ayrı bir şok yaratıyor. :) Notlar bizi 2500 senesine gö

Elektra & Sophokles

Resim
Kitap incelememe, elimdeki Sofokles’in Elektra kitabını anlatarak başlamak istiyorum. Kasım ayı içerisinde İstanbul seyahati sırasında malum sahaflara ziyaret gerçekleştirdim. Kadıköy'de İmge Sahaf'da tanesi 5 TL’ye 1946 yılı Milli Eğitim Bakanlığının  bastığı Ankara Radyosu kütüphanesine ait küçük (12 - 13 cm.kadar) gri ciltli kitabı görür görmez aldım.  (Bu incelemeyi İzmir'de yaşadığım o sevilmeyen günlerde yazmıştım ki o günler de başka bir hikayedir :) ) Bu şekilde yunan trajedi maceram bu kitap ve Sofokles ile başlamış oldu. Kitabın içi kendisi kadar ilginç İncececik samanlı kağıt tarzında bir kağıda basılmış ve sayfaları çevirirken aman yırtılmasın diye ayrı özen göstermeme sebep oluyor. Her sayfada beni karşılayan o eski kitap kokusundan söz etmek dahi istemiyorum. Ön sözü 1941 tarihli İsmet İnönü’ye ait bu kitap tam koleksiyonluk. (Bu kadar kıskandırmadan sonra kitap incelemesine geçebilirim) Elektra isimli yunan trajedisinin ismini daha önce du

Moby Dick & Herman Melville

Resim
Hap kıvamında başka bir kitap tanıtımı ile sizlerleyiz; Bugünün hap şeklinde yapacağımız incelemesine konu olacak kitabımız Herman Melville'nin Moby Dick isimli kitabıdır. Konu bir balina ile bir adam arasında geçmektedir. Adam açık denizde deplasmanda balina ile karşılaşır. Aralarındaki husumet kavgaya dönüşür. Balina kazanır. Kıssadan hisse eğer savaş verecek iseniz bildiğiniz mekanlarda uzaklaşmayın ve vazgeçeceğiniz noktayı da asla kaçırmamaya çalışın.

Doktor Jivago & Boris Pasternak

Resim
Sovyet yazarı Boris Pasternak’ın en ünlü romanı olan Dr.Jivago’nun günümüzde yeteri kadar ilgi görmediğini düşündüğümden yorum yazma ihtiyacı hissettim. Dr.Jivago kitabı ve kitabından uyarlanmış filmi ile bir dönemin kült eserleri arasındadır. Zamanında çok ciddi ses getirmiş ve bir çok film versiyonu çekilmiş bu kitabın, kitap sever tüm okurların kütüphanesinde olması gerektiğini düşünüyorum. Boris Pasternak’ın, 1956’da Noviy Mir Dergisi‘ne gönderdiği ilk romanı olan Doktor Jivago, o dönemin SSCB resmi yönetimine (komünist rejime) uymadığı gerekçesi ile ret edilmiş ve hatta yasaklanmıştır. İlk kez 1957’de İtalya’da basılmış ve gördüğü ilgi sebebi ile de kısa süre sonra çeşitli dillere çevrilerek dünyaca tanınmıştır. Uzun seneler SSCB’de yasaklı kitaplar listesinde bulunan Doktor Jivago, ancak 1985 sonrası demokratikleşme hareketi ile birlikte ülkesinde özgürlüğünü kazanmıştır. Kitap, 1958 Nobel Edebiyat Ödülü‘ne değer görülmüş, ancak yapılan baskılar sonucu Boris P

Savaş ve Barış & Tolstoy

Resim
Tuğla kıvamında, tam 1823 sayfalık bu kitabı okumak isteyip, cesaret edemeyenler için aşağıda hap şeklinde bilgiler sunulmaktadır. Dikkat: Spoiler vardır. Sonra neden ama, neden, neden ve neden diyerekten sorular sormayın. Zten cevaplamam da.. 1.Kış mevsiminde geçer. 2.Çok kar vardır. 3.Savaş vardır. 4.Kimse mutlu değildir. 5.Kadınlar üniformalı adamlardan hoşlanır. 6.Kimse mutlu değildir ve mutlu olamaz. Bu mudur? Budur. Not: Şaka.. Şaka.. Aslında güzel bir kitap ama işte hepimizi durduran o "ama"lardan bu kitap da çok fazla var. Gene de siz siz olun.. Okuyun..

Vahşetin Çağrısı & Jack London

Resim
Aslında söylenecek ilk sözüm kitabın İngilizce ismi ile Türkçe isminin farklı olduğudur. İngilizcesi "The Call of the Wild" yani Vahşi Yaşamın Çağrısı olmasına rağmen Türkçeye “Vahşetin Çağrısı” şeklinde çevrilmesi değişik bir durum. Herhalde uyarlama/çeviri sırasında "vahşet" kelimesinin daha ilgi çekeceği düşünülmüş. Jack London’un doğal yaşam, hayvanlar ile ilgili yazdığı kitapların temelinde 1800’lü yılların sonunda Klondike'a altın aramaya gidenlere katılması sonucu edindiği tecrübeler ve gözlemler olduğu düşünülmektedir. Muhtemelen o dönemin zor şartlarının etkisinin yazarın bu tarz konu seçiminde etkili olduğunu düşünebiliriz. Vahşetin çağrısında evcil bir köpek olan Buck’un hayatını bize anlatıyor. Köpeğin çok sevdiği evinden çalınması ile Alaska’da kızak köpeği olarak satılması ve sonrasında yaşadığı zorlu hayat mücadelesi akıcı ve insanın içine işleyen bir duygusal anlatımla okuyucuya aktarılıyor. Yazar bize, bir köpeğin yaşamı üz

Sahaf Mendel - Bir Kadının Yirmi Dört Saati & Stefan Zweig

Resim
Yordam Kitap’dan basılmış ve içerisinde Sahaf Mendel, Bir Kadının Yirmi Dört Saati ve Kadın ve Doğa isimli üç öykünün yer aldığı bir kitap. Yordam Kitap’ın bu serisini alırken çok beğendim çünkü kitabın baskısı, çevirisi, kapağı ve hatta kapağının dokusu bile sizi kitaba çekiyor. Kaliteli bir kitap ortaya çıkmış ve bunun için Yordam Kitap’a teşekkür etmek lazım. İlk öykü olan Sahaf Mendel isimli öykü. Viyana’da bir Cafe'de yaşayarak sahaflık yapan bir Yahudi'nin öyküsünü anlatıyor. Sahaf Mendel’in çok iyi bir hafızası var ancak bu hafızası kitapların içeriklerinden ziyade kitapların baskı, sayfa, yazar, fiyat gibi katalog bilgilerini içeriyor (binlerce kitabın katalog bilgisini ezbere biliyor ve gerektiği anda söyleyebiliyor). Yazarın bu öyküsünde de Nazi Almanya’sının insanlar üzerinde etkilerine tanıklık ediyoruz. Biz öyküyü herşey olduktan ve üzerinden zaman geçtikten sonra Sahaf Mendel’i tanıyan birinin aynı cafeye gelmesi ile öğreniyoruz. Öyküyü okurken, esk

Henri Michaux'yu Tanımak & André Gide

Resim
Kitap yorumuma geçmeden önce bu kitap ve nasıl aldığıma dair birkaç söz söylemek istiyorum; İlk önce Ankara, Kızılay’da inanılmaz güzel sahaflar olduğunu ve bu yönden Ankara’nın gözümde ikinci artısını aldığını söylemek isterim (ilk artısını Seray’ın orada yaşaması ile almıştı, yoksa doğduğum bu şehri gerçekten sevemedim).  Bir iş merkezi düşünün, (İstanbul – Kadıköy’deki bilgisayar malzemeleri satan Yazıcıoğlu İş Hanını bilen bilir, onun benzeri) aşağıya ve yukarıya doğru sarmal merdivenleri olan ve her katta dükkan dükkan eski kitap satan yerler. Akmar’daki (Kadıköy) veye Beyazıt Sahaflar Çarşısındaki gibi test kitapları satan kitapçılardan bahsetmiyorum size. Eski, yeni veya ikinci el dolu dolu kitap satan klasik sahaf dükkanları bunlar. Her dükkanın kapısının önündeki tezgahlarda tanesi 5 TL olan kitapları ile ve içeri girdiğinizde tavanlara kadar kitap yığılı rafları ile yüzünüzü güldüren bir yer. Maceramız, Gore Vidal’ın Golgoto’dan Canlı Yayın kitabının Nadir Kitap’dan

Tespih Ağacının Gölgesinde & Harper Lee

Resim
Spoiler içerir. Üzülerek söylüyorum ki beğenmedim ve hatta sevmedim. Harper Lee klasiği olan “Bülbülü Öldürmek” kitabından sonra ikinci kitabının çıkacağını duyduğumda çok sevinmiştim. Çünkü kitabını okuduktan sonra seyrettiğim filmi ile aklımdan silinmeyen ve birkaç kez de tekrar okuduğum, herkese önerdiğim sayılı kitaplardan biridir. Tespih Ağacının Gölgesinde kitabını bu sebeple ön siparişle aldım. İlk sayfalar peşi sıra hızla bitmesine rağmen sonuna doğru ciddi anlamda kitabı sevmedim ve sadece bitirmiş olmak için bitirdiğimi itiraf etmek istiyorum. (Bundan sonra çok ciddi spolier vardır) Kitap, Bülbülü Öldürmek’in ana karakteri olan Jean-Louise “Scout” Finch, tatilini geçirmek üzere her sene yaptığı gibi tatilini geçirmek üzere kasabasına geri dönüşünü yani  Bülbülü Öldürmek’de anlatılan olayların 20 yıl sonrasını anlatıyor. Okurken Scout’un kardeşi Jem'in ölmüş olması ve diğer sevdiğim karakter olan “Dill” e kitapta yer verilmemesi bende derin bir hayal kırı

Bir Acayip Kırmızı Başlıklı Kız Hikayesi

Resim
İçerisinde hem spoiler vardır hem de toplumsal mesaj vardır. Hikayemizde kırmızı şapkalı bir pelerin giymiş kızımız ormanda yaşayan ninesini ziyarete giderken başına gelenler anlatılır. Kızımız biraz aklı evveldir çünkü ormanda kırmızı giyerek dolaşmaktadır. Bilinen bir gerçek olan kırmızının ateşin rengi olması sebebi ile kabak gibi gözükmektedir. Kızımız azıcık zeki olsa idi kamuflaj giyer, ninesine görünmeden, dikkat çekmeden giderdi. Ancak dedik ya aklı evvel işte (aklı evvel= eski dilde aptal). Hikayedeki nineyi tanıyınca kızımızın aklı evvelliğinin kalıtsal olduğunu anlamaya başlıyorsunuz. Bre kadın yaşlı başına ne demeye ormanda tek başına yaşarsın bir de kızın ailesine ne demeli kızın üzerine "gelin beni yiyin taze et" yazılmışçasına kırmızı pelerin ile ormana salmışlardır. Dedik ya üç nesillik bir aklı evvelliğin olduğu bir durum ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu üç nesillik aptal ailenin öyküsünü sizi çıldırtmadı, kitabı parçalamadı ve halen sabırl